well well well, sevgili alice... bir süredir ortalıkta yoktum, eminim neler yaptığımı merak etmişimdir. depreşmiştim bir nebze. sık sık oluyor, biliyorsun. şimdi geri döndüm. ne kadar süreceğini bilmiyorum ama şimdilik buralardayım. konuşuyorum, gördüğün üzere yazıyorum ve biraz da resim yapıyorum.
yokluğumda çok kitap okudum. daha da çok film izledim. işte bir festivalin daha sonuna geldik sevgili izlekler. sinemada 4, evde 2 yaptım. seviyorum korsan film endüstrisini. southland tales gerçekten kötüydü. vexille güzeldi, anime olması yeterli oldu gibi. diary hiç açmadı beni. lars and the real girl nefisti. yine izlerim ben onu. no country for old man gayet başarılıydı. burada aklıma yiğit özgür geliyor ve içten değil ama sadece o dediği için "allah coen kardeşlerin en az birinin belasını versin" diyorum. alınmasınlar lütfen, elçiye zeval olmaz. bir de the nines vardı, hiç fena değildi. sadece fena değildi.
az önce de juno'yu izledim. çok sevdim. hamile bir şey.
üzerinde yeteri kadar düşününce hastalıklardan sıkılıyorsun. kanserden bile. ölüm fikrini tatile gönderdim. bir süre herkes gönlünce hasta olabilir. ölebilirler de. şimdilik bir şey demiyorum. ayrıca askerler ırak'a operasyon düzenlemeye devam ediyor, ölen ölene. şimdilik onlarla da ilgilenmiyorum. çok üzülmüştüm, yine üzülebilirim ama şimdi değil. bunun dışında üzüldüğüm bir şeyler daha vardı ama şimdi onları da takmıyorum. velvet revolution hala güzel bir şarkı ama önceki kadar etkilemiyor.
bir ara şarkı söylesem ya...
arada ben de egzama ve mantar oldum. bir bölümü karnımda, bir bölümü sırtımda. egzama ilaçları mantarı, mantar ilaçları egzamayı coştururmuş. nasıl ikisine birden sahip olduğumu anlamadım. tedavi sürecim bir haftayı geçti ama onlar geçmedi. bir ara düzelecekler.
bu cumartesi oldukça sarhoştum. yine sinirli ve mutsuz oldum. anlam veremediğim bir şeyler yaptım. genel olarak anlam veremiyorum zaten. normalde bu kadar şirin, neşeli ve güleç olan bir insan sarhoş olunca neden canavara dönüşsün ki?
başka bir şey daha var ama henüz bahsetmek istemiyorum. zamanı gelir onun da.
şu egzama ilacı üzerime sürdüğümde acayip güzel kokuyor. kolumu falan koklamaya başladım manyak gibi. tüpteyken iyi değil ama. mantar ilacı konusunda yorum yapamıyorum, sırtımda o. yalnız sürerken çok fantastik akrobatik harketler yapmam gerekiyor. komik bir görüntü.
saçlarımdan hala memnun değilim. her seferinde bir daha kestirmeyeceğimi söylüyorum kendime ama geliyorlar ara sıra. saldıracak en güvenli yer de saçlar. bundan tek memnun olmayan ben değilim elbette.
hazır kötü hissetmezken biraz daha yaşayayım şimdi. sonra bütün enerjim gidiyor.