tuhaf bir durum söz konusu. sabah yedide uyanıyorum, yataktan çıkmaya üşendiğim için bir de on ikide uyanıyorum.
hava hala şahane olmasa da erik mevsimi geldi. bu da bir şeydir.
sabaha karşı m'yi aradım. uyku-uyanıklık arası bir yerde, birbirini yiyen korkunç dişli çileklerden oluşan bir rüyada, bugün doğduğu aklıma geldi. orada hala akşam yemeği saatiydi. doğum günü için kendini şımarttığından bahsetti. masaj kısmını kıskandım. bir de bu kadar sosyal birinin neden doğum gününde yalnız olduğunu merak ettim. geçti sonra, uyudum.
burun spreyimin bitmesi beni biraz endişelendirdi. ama burun spreyi bağımlısı olmak da endişelendiriyordu.
cuma gecesi için yeterli kelimem yok galiba. bir sürü ayrıntı verebilirim ama eksik kısımlar var. "güzeldi"den farklı bir şeydi. özleyeceğim bir geceydi. kayalıklarda gece pikniği. şimdi bile yüzüme bir gülümseme yayılıyor.
geçenlerde taksim'e gitmem gerekti. alkolsüzdüm, bir de üstüne bol bol kahve içtim. kadehleri gönlünce yuvarlayan a'yı biraz kıskandım. velhasıl kelam, normal yavşaklığımızın aksine ciddi bir şeyler konuştuk. konular çok çabuk değiştiği için özetlemem bile imkansız. yalnız hatun o gece nasıl kafama takıldıysa, rüyama girip "aklın yolu bir" dedi. o gitti, patron "şşş, inci, aklın yolu bir" diye geldi rüyaya. sürekli birileri rüyaya girip çıkıyor ve aynı şeyi söylüyordu. kabus gibiydi anasını satayım. sonra "bir"in aslında "birr" olduğunu öğrendim. iyilik, ahlak güzelliği anlamındaymış. ben de manyak olmuştum "bir yol olur mu yav?" diye düşünürken. bilmiyorum, olur belki. ama birr yol olur, kafama yattı. dur, kahve alayım şimdi.
hayat hikayemi yazsam ne sıkıcı olacaktı. hayatım sıkıcı olduğundan değil. kimseyi ilgilendirmediğini düşündüğümden. bu yüzden ayrıntı yazmıyorum. bunu da kişisel ve artunsal blog olarak yazıyordum mesela, kendi ismimi kullanmasaydım daha iyi olacaktı. bir gün "blog'unu okuyorum" cümleleri duyulmaya başlandı. sonrası yalan dolan veya ayrıntı yoksunluğu.
peki kuzum, neden herkesin okuyabileceği yerlere yazıyorsun ki? hem de gerçek isminle? buddha değilim çünkü. sebebi bu olsa gerek.
aklın yolu buddha olmalıydı belki de.
27 Nisan 2008 Pazar
cheers darlin'
bir yerlerde bir yumru var. kelimelerim çok az. olanları da nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. diğer yandan söylemek gereksiz de geliyor. hatta anlamsız. buna bağlı olarak kelimeler daha da azalıyor, yerlerinden çıkmıyorlar. zaman nedense hep yanlış. ya da kafam yanlış, beceremiyorum.
halihazırda geç kaldım da... çok daha geç olabilirdi. muhtemelen "demek ki böyle olması gerekiyormuş" deyip omurilik soğanıma doğru bastırırdım. şimdi elbette bunları düşünmenin, olasılığı kalmamış şeylerin olasılık hesaplarını yapmanın da bir anlamı yok. düşünüyor insan böyle. aslında nöronlarımı daha faydalı işler için kullanmalıyım.
what am i, darlin'?
bu yazıyı tekrar okuduğumda neden bahsettiğimi anlamayacağım galiba.
halihazırda geç kaldım da... çok daha geç olabilirdi. muhtemelen "demek ki böyle olması gerekiyormuş" deyip omurilik soğanıma doğru bastırırdım. şimdi elbette bunları düşünmenin, olasılığı kalmamış şeylerin olasılık hesaplarını yapmanın da bir anlamı yok. düşünüyor insan böyle. aslında nöronlarımı daha faydalı işler için kullanmalıyım.
what am i, darlin'?
bu yazıyı tekrar okuduğumda neden bahsettiğimi anlamayacağım galiba.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)