Eğer bir distopyada yaşasaydım, ideal toplumdaki sakatlıkları değiştirmeye çalışan kişilerden biri olamazdım. “Community. Identity. Stability.” der, paşa paşa somamı yutardım da diyemiyorum. Kendimi daha çok 1984’ün Winston’ı gibi görüyorum. Azıcık ayrıcalıklı bir konumda bulunan, gizlice pis pis düşünen, çaktırmadan küçük maceralar yaşayan, yakalanırsa biraz direnip “Under the spreading chestnut tree, I sold you and you sold me” cümlesini kabullenecek ürkek, küçük bir insancık.