14 Aralık 2007 Cuma

aşağıdakilerden hangisi nedir?

a) mor, kullanışlı bir çanta.
b) kırmızı, mor, gri-mavi kalemler ve resim yapmaya uygun kurşun kalem.
c) şahane, siyah, incecik bir cep telefonu. içindeki numaralar.
d) yeşil-beyaz balık. komik de bir tasması var.
e) yarım parmaklı ama parmaklarının şapkası olan eldiven.
f) bu sabah sunmak üzere düşünülen cümleler.
g) not defteri.
h) eski ve uygulanmamış reklam fikirleri.
i) üzerinde "aşağıdakilerden hangisi nedir?" yazan post-it.
j) gloria jean's kahve kartı (üç tane içilmiş).
k) ilke'nin hediyesi olan zippo.
l) siyah göz kalemi.
m) burun spreyi.
n) göz damlası.
o) ali'nin yaptığı kırmızı anahtarlık ve ucundaki üç anahtar.
p) jack skellington'lı siyah cüzdan.
r) kartvizitler.
s) ilke'nin sarhoş fotoğrafımla yaptığı karton ehliyet.
t) gayet gerçek olan ve altı ay bekleyip de aldığım ehliyet.
u) kredi kartı.
v) d n' r kart.
y) para.
z) yarım paket winston light.

acaba nedir nedir?

öncelikle bunlar çok da önemli şeyler değildir.
ama ayrı ayrı her birini sevdiğim şeylerdir.
ve dün gece kapılıp kaçırılan, daldan dala uçurulan, suyuna da pilav pişirilen şeylerdir.

eh, sevdiklerim arasında en büyük kaybım böyle olsun. dindar biri olsam "hayır da şer de allah'tan" derdim. şimdi "iyi de kötü de kabulümdür, hayırlısı" diyorum. sinirli ya da üzgün değilim. daha çok etrafımdakileri teselli etme ihtiyacı duyuyorum hatta, asıl tepkiyi onlar veriyorlar.

bana da tuhaf gelmiyor değil tepkisizliğim. belki zarar görmediğim için bu kadar rahatım. belki de kafamda her an dönen felaketler bunun nedeni. o kadar büyükler ki, çantamın çalınması önemsiz göründü gözüme. hatta telefon ve para dışındakilerin büyük ihtimalle geri döneceğine olan inancım. hem dönmezse de ne yapayım? eşyalara çok bağlanmamak gerek.

çaresizliğim bile çok batmadı. hiçbir şey yapamazdım. yapamadım. belki biraz daha dikkatli olabilir, araba yanımdan geçene kadar arabadan çıkmayabilirdim. daha paranoyak davranıp montumu çıkarır, çantamı takar, montumu giyer, öyle çıkardım arabadan. hemen kendimi toparlayıp tekrar arabaya biner, takip edip plakayı alır, belki nereye gittiklerini öğrenirdim. ne bileyim. olmadı işte. olmadı mı olmuyor. o kadar da soğukkanlı değilmişim. öğrenmiş oldum.

bak, bir sır vereceğim. beni koruyan bir şey var. bu kendim olabilirim, çok şişkin olan egom ve olağanüstü iradem falan. başka bir şey de olabilir. iyi anlaştığımı düşündüğüm, korkmak yerine sevdiğim tanrı da olabilir. kozmik güçler, var olan ve olmayan her şey, uçan spagetti tanrısı, görünmez koruma kalkanı veya he-man. ama var öyle bir şey. ve onu da seviyorum.

(neden bunu yazdım? çünkü birkaç hafta önce 160 civarında bir hızla giderken lastiğim parçalandı ve kaza yapmadım. patlamadı, parçalandı. malum, birkaç takla atmam gerekirdi böyle bir durumda. şans? koruyucu hede? bilmem?)

bu da böyle bir deneyimdi işte...

5 yorum:

B. dedi ki...

:-o


Geçmiş olsun!

Adsız dedi ki...

en azindan su sefil hayatimi siradanliktan kurtaracak bi dalga donuyor der misin bilmem bence demezsin demesen de iyi edersin can tatlidir, baldizdan da tatlidir; dusun artik ne kadar tatli. seni seviyoruz, merak ettik, endiselendik ve uzulduk; imza:ailen. manasiz degilmis her zaman blog yorumlari bak, nerede ne denmesi gerektigini bilirim ben, oturmasini kalkmasini iyi ogrettiler bana, dikkatini cekmistir efendi bir insanim *inci hanim*-dedigim gunler unutulmasin. simdi tabi aradan zaman gecti inciciim nassin olduk ama gonlumdeki saygi azalmadi. 160 yapan zihniyetini seviyim inci, james dean'le mi yarisiyosun anlamadim ama sen onu gectin zaten iki sene once olmen gerekirdi o yuzden sakin ol.

canta sensin icindekiler de sana girsin diyorum bunu yapanlara. akabinde haddim olmayarak kafani oksuyor gogsume dogru bastiriyor sonra alt cenenin iki yanindan kavrayip gozlerini kendiminkilere dogrultarak "inci seni seviyorum biliyosun di mi" diyorum. ve hakkaten de oyle.

B. dedi ki...

Bkz bir adet klişe ve bir adet yaratıcı insan arasındaki koment farkı, doğru stajyer ben değildim evet hihi

İnci Vardar dedi ki...

teşekkür ederim.

az önce yazdığım ve hemen sildiğim ama ısrarla söylemek istediğim şey şuydu:

amanin yerim ben siziiiii!

büyüğünüzüm, derim. böyle de seviyorum işte sizi.

bir de burçin hanım kızım, artun'un yaratıcılığından şüphem yok ama sen de staj yaptın. klişe mlişe deme öyle.

artuncuğum bey, sayfanızdaki yeşillikler pek güzel olmuş. ellerinize sağlık kuzum. ayrıca winston light gayet de iyidir.

Adsız dedi ki...

Verily, Truth shall stand It's ground.