sen yokken ne yapıyordum ben?
yine film izlemiyor muydum aşırı eleştirel ve sıkılgan gözlerimle? yine içinde kendimi bulamadığım, bulamadığıma sıkıldığım kitaplar okumuyor muydum? peri masalı yerine gerçeği istiyorum diye tutturmuyor muydum neredeyse nefret olacak bir öfkeyle? yine bir şeyler karalamıyor muydum sanki? ama hiçbir zaman yolda değil. ya sarhoş olmadan önce, iyice düşünerek; ya da kanım alkol olmuşken, kırık dökük ve fikirsizce.
yine kaçmıyor muydum başkalarından? ne değişti sen hayatıma girince?
yine okuduğum her samimi cümle bir yumru olup boğazıma oturuyor, beni hıçkırmaya zorluyor ama... yine bir aşığın bol gözyaşlı ölümü benim de gözlerimi dolduruyor ama... yine sarhoş olunca etrafı yakıp yıkıyor veya ayıkken olmayan bir şeye ağlıyorum ama... yine aptal zamanlarım oluyor, yine moralim yerlerde sürünüyor ama... yine uyumsuz, uzak ve tek başıma hissediyorum ama...
ama farklı işte. yolda yazıyorum falan. pek içmiyorum falan. daha az konuşuyorum, seninle ilgili ağzımı açmaya çekiniyorum falan. minicik bir şeyle kaşlarımı çatıp senin bir o kadar minik bahsinle veya sesinle şebek gibi gülümsüyorum falan.
kimseyi bu kadar özlememiştim ben. hiç böyle korkularım olmamıştı. mutluluk hiç dehşete düşürmemişti beni.
yol uzun. ayn rand kafasına en çok ihtiyaç duyduğum anlardayım. ya iki kişilik boş zaman verin bana ya da büyük bir iş. kafamı dağıtmalıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder