8 Mayıs 2012 Salı

sanatlı

sanatlı filmler var ya, varoluşsal kaygılar taşıyan filmler. ben onlara karşı çok önyargılıyım işte. bir tanesini 25 dakikadır izliyorum, koltuktaki oturuşum tuhaflaştı. filmin kötülüğünden değil, en azından şimdilik kötü olduğunu düşünmüyorum. görsel olarak gayet şık. ama ana karakter iki adet teatral konuşma yaptı. hemen sıkıldım. zaten başından beri adamın deli olduğunu düşünüyorum.

aslında şöyle ki, bu varoluşsal kaygılar bana ne kadar sıkıcı olduğumu hatırlatıyor. normalde oturup da üzerinde düşünmediğim bir konu bu. sıkıcılığımı düşünecek ortam bulunca da esnemeye başlıyorum doğal olarak.

bir de mesaj kaygılı konuşmalar olunca... nheeaaahhhhmmmm...

Hiç yorum yok: