haberi okumuşsunuzdur, başbakanın kızına başörtüsü nedeniyle tiyatroda bir oyuncunun hakaret ettiği iddia ediliyor. kızımız bu olay üzerine facebook'ta bol ünlemli bir mektup yayınlamış, ekşi sözlük'ten okudum. hanım kızımız diyor ki, bir arkadaşıyla ve sakızıyla birlikte tiyatroya gitmiş (güvenlik ekibini adamdan saymamış görünüyor), sadece orada yer kaldığı için en öne oturmuşlar (sinema değil, tiyatro, evet), oyun devam ederken bir oyuncu hanım kızımıza kaşla, gözle, mimikle, jestle sakız çiğneme hareketi yapmış, alt metinlerinde de başörtüsünü eleştirmiş. sonra da izleyicilerin tamamına değil, bizzat sümeyye kızımıza hitap ederek "halkın çoğu aç, azı tok" demiş. üstüne bir de oyunu bölüp sakız çiğnememesini söylemiş. kızımız da bu kadar saygısızlığa dayanamamış, oyunu terketmiş.
sakız çiğneme hareketini rahatlıkla gözümde canlandırabiliyorum. cak cak sesleri çıkarmaya gerek yok, karşında oturan insanın geviş getirir gibi ağzını oynatması zaten yeteri kadar dikkat çekici bir şey. toplumumuzda (ve farklı toplumlarda) ayıp karşılanıyor. mesela üniversitede derse sakızla girince öğretmen uyarıyor, derste yemek yemenin ve sigara içmenin yasak olması gibi bir durum. peki o kadar önemli mi? bilmiyorum. babanın yanında sigara içmek kadar önemli işte. normal karşılayan vardır, ayıp olduğunu düşünen vardır... yazılı olmayan kurallardan olduğu için kesin bir şey söylemek zor. ama oyuncu rahatsız olmuş, bunu önce oyun sırasında mimikleriyle, sonra da oyunu bölerek sözleriyle ifade etmiş. sakız demiş adam. ağzını sakız çiğneme şeklinde oynatmış. çenesiyle bir şeyler yapmış. sümeyye alınmış.
sizin de tek kaşınız kalktı mı? ben bu denklemde başörtüsünü koyacak uygun bir yer bulamıyorum da.
amerikan filmlerinde sık sık görürüz, iyi örneklerinden biri crash'teydi. siyah adam tüm beyazların ondan nefret ettiğini, onu potansiyel hırsız olarak gördüğünü ve bu nedenle korkup dışladığını söyler. iki dakika geçmeden, bilerek ve isteyerek hırsızlık yapar. onun mantığına göre beyazlar kendisini hırsızlık yaptığı için değil, siyah olduğu için suçlamaktadır.
burada da çok benzer bir durum var. sümeyye erdoğan ilgili ve ilgisiz her yerde azınlık edebiyatı yapma potansiyeline sahip, her şeyi çıkarına göre yontabilecek, ikiyüzlü biri olduğunu gösterdi. bunun örneklerini kendisinden değil, babasından da gördük. mazlum edebiyatıyla gelip milletin tepesine bindiler ve her fırsatta aynı tavrı sergilemeye devam ediyorlar. ama artık siz mazlum değilsiniz. lütfen ucuz numaralarınızı ve alınganlıklarınızı yeniden azınlık olacağınız günlere saklayın.
ekşi sözlük'teki yorumların hepsini okumadım ama burçin diye bir kullanıcı çok güzel bir şey söylemiş: "bu ülkede insanlar artık başörtülü ve başörtüsüz diye ikiye ayrılabilir duruma gelmişse, bu senin baban ve onun gibiler yüzünden oldu, önce bi beynini buna çalıştır."
doğru değil mi şimdi?
3 yorum:
Değil. Tıpkı benim sunni, beyaz ve türk olmamam gibi. Ama bunun senin için bir önemi yok elbette, değil mi İnci. Evet evet. Komoroluların 1978 de bağımsızlıklarını kazanmalarından beri 20 den fazla darbe ya da darbe girişimine maruz kalmış olmalarının da bir önemi yok aslında. Bu sırıtan da Danton'un kafası değil. Turuncu benekli ejderya aşkına sayın seyirciler !! İnci çıplak !!! -3-
benim için elbette bir önemi yok. cidden. burada ne zamandır özgürlük diye bir tarafımı yırtıyorum, insanların birbirine karışmadığı ütopik bir dünyadan, barış ve anlayış içinde yaşamaktan bahsediyorum; tabii ki senin ne olduğunu ya da olmadığını önemsemiyorum. bak, burada da çok güzel anlatılmış o güzel, ütopik ülke: http://ilyasbassoy.com/gunisigi.asp?id=109
devam edersek... türkiye de komorlar gibi islam devleti olsa, iç ve dış etkenler nedeniyle burada da bir sürü darbe girişimi olur, ne bekliyorsun ki? bunu darbeyi savunarak söylemiyorum, tarihe şöyle bir baktığında süreçlerin pek de farklı işlemediğini görebilirsin. mevcut sistemde abilerine haraç vermeyeni dövüyorlar. ve ben bunu da savunmuyorum. bir ülkenin "islam cumhuriyeti" ismini almasını savunmadığım gibi. nüfus cüzdanımda din hanesinin bulunmasını istemediğim gibi. kimseye başörtüsüne bakıp değer biçmediğim gibi. her neyse. bunlar zaten bu yazının konusu değil.
kadın olmak zor yazısına yorum yapan adsız sen miydin? iki yorum arasındaki müthiş üslup farkı kafamı kurcalıyor da. sen olmadığını umuyorum. bir konunun iki zıt yönünden yola çıkan yazıların birine "aferin", diğerine "öyk pis" diyen ikiyüzlü insanlardan uzak durmayı tercih ederim.
He with body waged a fight,
But body won; it walks upright.
Then he struggled with the heart;
Innocence and peace depart.
Then he struggled with the mind;
His proud heart he left behind.
Now his wars on God begin;
At stroke of midnight god shall win.
The Four Ages of Man - W.B. Yeats
Yorum Gönder