lisedeki resim odasının duvarlarında, insanın dibini düşürecek şıklıkta çizimler vardı. biz gerzek gibi 19 mayıs kompozisyonlarıyla uğraşırken bir insan evladı feci şekilde yardırmaktaydı. ben de onu düpedüz kıskanırdım. bu kıskançlık işime yaradı. sürdürülebilir bir hobi edinmiş bulundum. ama resim yapmayı hiçbir zaman öğrenemedim. muhtemelen 5-6 yıl önce de iyice sallayıp neredeyse çöbaden bile yazamayacak duruma geldim.
1-2 ay önce sevdiceğimden bana resim yapmayı öğretmesini istedim. düz çizgiler ve mükemmel daireler çizmemi söyledi, kalemi nasıl tutacağımı gösterdi. düzenli çalışmamakla birlikte birkaç deneme yaptım. sarhoş olduğum bir gece kalemle sayfayı dövdüm. düz çizgi çizecek sabrımın olmadığını gördüm.
muhtemelen bilinçli çizimler yapmayı hiç öğrenemeyeceğim. belki yine sıkılıp bırakacağım, belki de fena sayılmayacak bir kopyacı olarak kalacağım. kopyanın iyi bir öğrenme yöntemi olduğunu söylerler. bugün, en azından elim çalışsın ve kalem tutmaya yeniden alışsın diye bir şeyler denedim. eski performansıma ulaşacak kadar sabır gösterirsem, duvarıma eşşek kadar batman, joker ve gotham city çizeceğim.
yenecem seni istanbul.
5 yorum:
Kipapdıgudvörk.
tenkyuverimaç. :)
ya o değil de, senin blogda "öfkeyle kalkışan zararla inişir" kalıbını gördüm, bayıldım, kullanacak yer arıyorum şimdi.
Gıladhelpt.
O değil de, blogumda bişeyin beğenilmiş olması çok ilginç, ne diyebilirim diye düşünüyorum şimdi haha.
Yorum Gönder