4 Ekim 2010 Pazartesi

çekilme sendromu

bugün 11.30 itibariyle işsizlikte ikinci haftama başarılı bir giriş yaptım. hala reklam yazarlığı dışında ne yapacağımı bilememekle birlikte, yola tersinden çıktığımı da gördüm. eski solcu yazarlar ve şairler mevcut işlerinde pek ekmek olmadığını anlayınca reklam yazarlığına başlıyorlardı, ben tersini yaptım. and i am doomed for eternity!

dikkatim feci şekilde dağınık. kitabı yazmaya devam edemiyorum. içimden bir ses giderek daha sikko bir şeye dönüştüğünü söylüyor ama belki yanılıyorumdur. aslında yazsam da ne olacak bilmiyorum. belki kendi kendime farklı bir bakış açısı kazandırırım. umutsuz olsam ve yeteneksiz hissetsem de yazmam gerek, çok kişiye yapacağımı söyledim. galiba bu da kendimi gaza getirme yöntemim. haydi madem, yelkenler fora.

oturduğum yerde heyecanlanıyorum. nabzım normalden biraz daha yüksek. solunumum hafif düzensiz. göğsümdeki deriyi şöyle bir tırnaklarımı geçirip parçalayasım var. çıkıp bir hava almak, sevgiliye gitmek, mutfağa dalıp bir şeyler atıştırmak dikkatimi daha da dağıtacak, mutfak kısmını denediğimden biliyorum. ama günlük sistem kaydığı için böyle de odaklanamıyorum. sanırım bu akşam düzgün bir çalışma planı yapıp yarın erken kalkmalıyım. hiç de canım istemiyor oysa. yine de ufacık bir istek bulursam yapmalıyım yoksa bitkiye dönüşmem yakındır.

vücudum cold turkey sinyalleri veriyor sanırım. son derece paradoksal. bir hafta tatil yapsam muhtemelen yeterli bulmam, daha hafta başında yeniden işe döneceğimi düşünerek salak gbi tatilimin içine ederim. şimdi döneceğim bir iş yok, başka şeyler yapmak için yeterli kaynağa sahibim ve sabah erken kalkmamı sağlayacak bir sisteme ihtiyaç duyuyorum. aslında şu anda bir stop motion film denemesi yapmamam için hiçbir sebep yok. isteksizlik dışında.

yarını bugün gibi yaşamamaya çalışacağım.

Hiç yorum yok: