huzurlarınızda küçükleri muzır neşriyattan koruma kurulunu tebrik etmek istiyorum. devletin çocukları olan, özgür iradeden ve düşünme yetisinden yoksun olan bizleri yine ahlakımıza hunharca saldıran bir basılı organdan kurtardı. organ dediğim şey elbette vajina, penis ve kalça. sayelerinde bir kez daha iğdiş edildik ve organlarımızı sadece üç çocuk yapmak için kullanmamızın en makul durum olduğu gözler önüne serildi.
sadece iki ay yayın yapabilen, ardından siyah poşete girme, reklam yapamama ve 150.000 tl cukka para ile cezalandırılan harakiri dergisi var ya, benim de düpedüz ahlakımı bozmuştu zaten. hepi topu iki sayısı var ama şahsen okurken içimde güzel bir hareketlenme oluyordu, şeytan oramı buramı okşuyormuş gibi hissediyordum. diyordum ki, evli değilim ama acilen sevişmem lazım! malumunuz, evlilik dışı ilişkiler toplumumuzda hoş karşılanmamakla birlikte, muassır medeniyetlerin ileri demokrasilerinde alttan alta yasaktır da.
hem sonra bu dergiyi henüz reşit olmamış sabi sübyan da okuyacak. 17 yaşına gelip de bekaretini canla başla korumuş aslanlar gibi erkeklerimiz bizzat bu dergiyi okuduktan sonra ya soluğu bir genelevde alacak ya da milletin karısına kızına sarkacak. hele o pir-ü pak kızlarımız... cennet vatanımızın bazı bölgelerinde, daha 14'lerinde, babaları yaşındaki adamlara satılmaları normal ama ya biraz daha büyümüşlerse, bu ahlaksız dergiyi almışlarsa, ateş şalvara düşmüşse? o kızlarımızın evlendiklerinde bakire olmaya, saflıklarını kocalarına saklamaya hakları yok mu?
acıyorum vallahi bu çocuklara. bir yandan halit ziya uşaklıgil bastırıyor ille de evlilik dışı ilişki kur diye, bir yandan chuck palahniuk 600 erkekle sırayla ilişkiye girip sağ kalmanın inceliklerini anlatıyor. yazık! allah'tan birini yasakladılar da biraz olsun koruma altındayız. ama ben geç kaldım tabii, çok fazla william s. burroughs okudum zamanında. hem eşcinselliğe hem de uyuşturucuya özendirdi beni. bu yaşa geldim, nasıl lezbiyen veya bağımlı olmadığıma şaşıyorum. allah korudu herhalde.
bir de ben o poşet içindeki dergilerin yayın hayatını nasıl sürdürdüğünü merak ediyorum. bırak yayın hayatını sürdürmeyi, harakiri'den çok satıyorlar her nasılsa. herhalde bizim çocuklar harakiri'yi gerçekten bir mizah dergisi zannetmişler, içindeki ahlaksızlık tohumlarını çok baba çizerlerin sanatı sanmışlar. yaa harakiri, 150.000 tl'yi görünce böyle kapanırsın işte! girdi mi?
bize girdi. girdiği zaman açılmaz dediler ama öyle bir zorluyor ki, korkarım açılacak da. tabii korkmaya gerek yok. devletimiz bir şemsiye açacaksa bizi korumak için açar. o müdahale etmeden karar veremeyeceğimizi bildiği için yapar bunu. görünen o ki kararımız, porno okumak istiyorsak pornografik dergi almak, mizah kisvesi altındaki muzır neşriyatı öldürmek şeklinde. pornografik dergilerde karikatür yok ama emmeli gömmeli hikayeleri yeter. tebessüm etmek, çizimleri incelemek istiyorsak da cin ali ne güne duruyor? üstelik cin ali bizi ne tembelliğe ne de maceraperestliğe özendiriyor.
bitirirken;
dün baktığım şu blogda gördüm: if a person doesn’t already understand that cruelty is wrong, he won’t discover this by reading the bible or the koran — as these books are bursting with celebrations of cruelty, both human and divine. we do not get our morality from religion. we decide what is good in our good books by recourse to moral intuitions that are (at some level) hard-wired in us and that have been refined by thousands of years of thinking about the causes and possibilities of human happiness.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder