alternatif başlık: return of the mother ship
hayal kurmamın üzerinden 2-3 hafta kadar geçti ama hala bir yere gitmiş değilim. hayır efendim, bunun nedeni üşengeçlik ya da ev bulamamak değil. emlakçıya uyguladığımı sandığım mind trick'le taklaya gelmezsem, tadilat bitiminde kontratı çakıyorum ve bir beşiktaş insanı oluyorum.
bahsi geçen mind trick, hiç kapora falan ödemediğim halde baktığım dairenin o gün bugündür "inci hanım'ın evi" olarak bilinmesi. adama iki kere gidip "tadilat bitince ilk benim haberim olsun, sevdim ben orayı" dememin bunda etkisi olabilir. belki de başka kimse sormuyordur, o da mümkün. bir de iki dairenin doğalgazı ortak kullanması gibi bir durum var. umarım çok sakat bir durum değildir ve müstakbel komşumla papaz olmam.
plan kısmını da az çok tamamladım gibi. kontrat yapıldıktan sonra ev temizlenecek. bunun için bir temizlikçi bulabilirim ya da bulamayabilirim. burada olsa apartman görevlisinden (böylesi kapıcıdan daha karizmatik oluyor) öğrenilir de beşiktaş'ta işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyorum. ama gerek bile olmayabilir, ne de olsa küçük bir ev. giyerim dizleri çıkmış eşofmanımı, alırım en temel kimyasallarımı, girişirim. temizlikle kendimi kaybettiğim sırada buzdolabı, çamaşır makinesi ve ocak da gelir, güzel olur.
ondan sonra adsl, elektrik gibi zaruri işlemleri halletmek gerekiyor, evde çalışan birinin internetinin olmaması düşünülemez. hafta içi aradan ikea ve koçtaş'ı çıkarmak, ikisinin nakliyesini aynı güne getirmek, yavaştan eşyaları monte etmek var sırada. internet ve uykusuzluk sayesinde eşyaları seçtim ve yerlerini ayarladım bile. perde konusunu nasıl halledeceğim ise şimdilik muallak. belki beşiktaş'ta "perdeci" tabelalı, kör göze parmak şeklinde bir yer görürüm, iişallah yareppim dinimiz amin.
evdeki eşyaları toplamayı da sona bırakıyorum. hem annem aniden delirmesin hem de diğer taraf yerleşmeden burayı dağıtmayayım diye.
ve tabii şimdi plandaki asıl, hatta biricik problemli kısma geliyoruz: anne faktörü. (nınııııım!) başlarda fırsat buldukça annemi bu fikre alıştırmaya çalışıyordum. ben komiklikler, şakalar, şirinlikler eylerken olay tartışmaya dönüşüyordu. ortada tartışılacak bir şey olmadığı için annem en büyük kozunu oynamakta gecikmiyordu. üzüntüden hasta olacağını söylediğinde gözlerimin dolmasını engelleyemiyorum, yapacak bir şey yok. duygu sömürüsü forever.
tartışarak bir yere varamayacağımızı görünce anneme her şeyi toparladığım bir mail yazdım. 12 yıl önce yazdığım benzer bir mektuptan aslında hiçbir şeyin değişmediğini, bunun 12 yıldır ertelediğim bir karar olduğunu gösteren alıntılar yaptım. biraz daha ciğer kısmına oynayıp "sen de evlenip kendi evinde, kendi düzenini kurduğunda ne kadar da bahtiyar ıttırı vıttırı" gibi şeyler dedim. nedenlerimi anlatırken endişelerini de ortadan kaldırmaya çalıştım. ortak bir nokta bulamayacağımızı bildiğimi, sadece anlamasını istediğimi söyledim.
neyse işte, "beyle beyle" dedim, annemin de "madem öyle işte böyle" diyeceğini düşündüm. hiç de öyle olmadı. baktım hiç yüz vermemeye başladı bana, düpedüz küstü. yine de kısa sürede eski halimize döndük. eski hal derken, annem kas ve kemik ağrılarından daha fazla şikayet etmeye başladı, vicdanımda aduket etkisi yaptı.
ama geri adım atmak yok! bugün konu açılınca yine "üzme beni, bunu yapacaksan da bir daha seninle konuşmam" dedi, kararımdan vazgeçmediğimi kesin bir dille belirttim. çünkü bu konuda uyarı almıştım. daha işin ağlama kısmı gelmedi mesela, onu da sağ atlatmam gerekecek.
konuyla ilgili bundan sonraki yazının "plandan harekete geçiş süreci" olmasını umuyorum.
4 yorum:
ev bulma, taşınma, temizlik.. anneye karşı verilecek irade savaşı yanında bunlar velet uğraşı gibi kalıyor. bilirim çünkü, anneyle uğraşacağına viyana seferine çık daha iyi :)
1. perdeyi en guzel hazir almak, yani hazir dikilmis parcalar almak (ikea ucuz ama simdi artik tum yapi-marketlerde var: bauhaus, koctas vs) :)) ya da kesin evin eski perdeleri vardir, annen kaldirmistir bir yerlere!
2. ortak dogalgaz biraz riskliymis gibi geldi. Kombili mi ev? neyse, buradan uzun uzun yazilmiyor.
evi tuttum, yazini bekliyorum dort gozle!
sayın bayanlar, pazartesi bir sorun çıkmazsa ve kontratı imzalayabilirsem sizi bir ay içinde kahve içmeye bekliyorum. böyle destek sonucunda pasta bile yapabilirim ama yemesi biraz riskli.
afiyetle yer, icerim! haydi, hayirlisi
Yorum Gönder