5 Mayıs 2010 Çarşamba

bir süre

şimdi böyle ölümlü mölümlü şeyler yazmamın anlamı yok ama enteldantel ve bilosu fevkalade olağan yine güzel bir diyalog kurmuşlar. fevk kişisinin yazdığı şeyi izinsiz alıntılıyor ve bundan hiç beis duymuyorum:

"hani ölenle ölünmüyo ya.. o çok fena bişey.. halbuki geçici bi süreliğine ölünse.. ölenin yeni yeri yurdu görülse.. yerleşmesine yardım edilse.. sonra sımsıkı vedalaşıp geri gelinse mesela.. işler daha bi kolay olacakmış gibi.."

çünkü bana ölen kişinin ertesi gün öğle namazına müteakip toprağa verilmesi hep çok erken gelmiştir. yani elbette, sonuçta ölmüş, artık ne vedası kalmış ne hoşbeşi. ama her şey çok çabuk olup bitiyormuş gibi. sanki böyle birkaç gün daha yanında kalabilsen durumu iyice algılayacak, artık üzerinin toprakla örtülmesine gönül rahatlığıyla izin verecekmişsin gibi (norman bates'i tenzih ederim). ya da işte, ölenle bir süre ölebilse ya insan. içinde bir şeyler sonsuza kadar ölmese de o kısa sürede çözümleseler ne kaldıysa.

geçen akşam bir filmdeki yalnız, alkolik, hüzünlü adam "onu her gün özlüyorum" diyordu. sevdicekle anlaştık, ikimiz de ölüp birbirimizi öyle durumlara düşürmemeye karar verdik. biz kendi aramızda anlaştık da... aman neyse, gerisi teferruat.

2 yorum:

Aylin Balboa dedi ki...

Bilom esaslı konuştu. Duyduğum en güzel fikir.

İnci Vardar dedi ki...

mütemadiyen güzel konuşup güzel yazıyorsunuz zaten. kusura bakma ama ikinize de kılım.